Bardakçı Koyu ile Gümbet ortasında, 18’inci yüzyılda inşa edildiği kestirim edilen 8 yel değirmeni, uzun müddettir bahtına terk edilmiş durumda.
Değirmenlerin taş duvarları, sprey boyalarla yapılan karalamalar ve yazılarla tahrip edildiği görüldü. Bakımsızlıktan ötürü harap hale gelen değirmenlerin son dönemde Ege Denizi Santoroni Adası yakınlarında ağırlaşan sarsıntı fırtınası nedeniyle daha da ziyan görebileceği kaygı yaratıyor.
Herhangi bir güvenlik tedbiri bulunmayan bölgede yerli ve yabancı turistler, yıkılma tehlikesi taşıyan değirmenlerin içine girerek fotoğraf çekiyor bazılarıysa içki şişeleri ve çöplerini bırakarak kirliliğe neden oluyor.
“DEPREMLER BU CİNS YAPILARI DAHA ÇOK TEHDİT EDER HALE GELİYOR”
Bodrum Kent Konseyi Başkanı Gamze Türk Oğuz, vakitle sanayinin gelişmesiyle yel değirmenlerinin terk edilmeye başladığını anlattı.
“Terk edildikten sonra kendi içinde yavaş yavaş yıkıma uğruyor. İçinde ömür olmayan yapı vakit içerisinde, gerekli nizamlı bakımları yapılmadığı vakit birinci başta çatısı göçmeye başlıyor, çatısı göçünce vücut duvarları ortaya çıkıyor.” diye konuşan Oğuz, Bodrum’un 1’inci derece zelzele bölgesi olduğunu hatırlatıp “Depremler bu cins yapıları daha çok tehdit eder hale geliyor. Bu tahribat gitgide hızlanıyor.” dedi.
‘BÜTÜN ALANIN ÇEVRELENİP, MUHAFAZA ALTINA ALINMASI GEREKİYOR’
Gamze Türk Oğuz, “Bunu geçmiş dönem Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras başkan bu çalışmayı başlatmıştı. Yel değirmenleri sahiplerini bir ortaya getirmişti. Bütüncül projeyi başlatmak üzere toplantı gerçekleştirmişti. Burada müdafaa hedefli bir imar planı çalışması kelam konusu ve bu plan çalışması şu an yürüyor.” diye konuştu.
Plan çalışmasının bitmeden burada rastgele bir müdafaa emelli bir proje yapılamayacağının altını çizen Oğuz, “Bu planın hızlandırılması gerekiyor ki bir sonraki etaba geçilsin. Bodrum’un en kıymetli kültür varlıklarından birini tüm kentin siluetini etkileyen bir yapıdan bahsediyoruz. Bir an evvel ayağa kaldırılması gerekiyor. KTA alanı hudutları hakikaten bir muhafaza altına alınmalı. Burada tehlike arz eden cam kırıkları var. Hem insanların kendi can güvenlikleri için hem de yapılar için tehlike. Zira yapılar da insanların tahribatına maruz kalıyor. Her iki durum içinde bütün alanın çevrelenip müdafaa altına alınması gerekiyor” dedi.
