Meltem Suzan Zeki
2017 yılında kurulan ve Türkiye’de siber güvenlik alanında ilk kurumsal yapılarından biri olan Uluslararası Siber Güvenlik Federasyonu (USGF), sekiz yıllık tecrübesinin ardından dünya genelindeki hedeflerini ve geliştirilmiş eylem planını halka açıkladı. Şimdiye kadar tarafsızlık, bağımsızlık ve kamu yararını ilke edinmiş olan USGF, bundan sonra yalnızca ulusal düzeyde değil, aynı zamanda uluslararası alanda da karar verici ve yönlendirici bir merkez olmayı planlıyor. Yeni açıklanan yol haritası, Türkiye‘nin küresel güvenlik yapısındaki rolünün güçlendiğini gösteriyor.
USGF Yönetim Kurulu Başkanı olan Bilgisayar Mühendisi Kansu Erdan, görüşünü şu şekilde ifade etti:
Küresel Tehditlere Karşı Yeni Dönem
Federasyon, siber güvenliği sadece “savunma yapmak” olarak algılamıyor; bunun yerine siber güvenlik ile hukukun birleşiminde yeni bir dünya görüşü ortaya koyuyor. Teknolojinin, hukuk ve etik kurallarla yönlendirilmesi gereken bir stratejik güç olduğunu düşünüyor.
Yeni dönemde USGF’nin odaklanacağı stratejik alanlar:
- Kamusal ve Askeri Siber Güvenlik
- Siber İstihbarat
- Robotik ve Mekatronik Sistemler
- Enerji Güvenliği
- Ulusal Sağlık Sistemleri
- Siber Hukuk
- İleri Teknolojiler
ABD’de Siber Güvenlik ve Altyapı Güvenliği Ajansı (CISA), Avrupa’da ENISA ve Asya’da Singapur Siber Güvenlik Ajansı, dünya çapındaki tehditlerle mücadelede önemli merkezler haline gelirken; USGF, Türkiye’yi bu alanda güçlü bir konuma yerleştiriyor. Özellikle yapay zeka, robot teknolojileri, enerji ve sağlık altyapılarının korunması için yapılacak projeler, federasyonu sadece bölgesel değil, uluslararası güvenliğin önde gelen oyuncularından biri haline getirmeyi amaçlıyor.
Türkiye Güvenlik Köprüsü
Uzman teknik ekiplerle birleşen öncü liderlik, federasyonu yenilikçi, güvenilir ve dünya genelinde iş birliğine açık bir merkez yapıyor. USGF, bu yeni bakış açısıyla yalnızca Türkiye’nin güvenlik yapısını değil, tüm dünyanın güvenlik tasarımını şekillendirmeyi hedefliyor. Siber güvenlik ile hukuk arasındaki stratejik köprü, yapay zeka ve robotik gibi yeni teknolojilerle birleşerek, gelecekteki uluslararası güvenlik düzeninde Türkiye’yi önemli bir aktör konumuna getirecek.















